Erkek Arkadaş İlanlarEvlenmek İsteyen Erkekler

Arkadaşlık

0 0 Oy Verme
Üyeye Oy Ver

Merhaba ankara’dan Erol ben ciddi anlamda tanışmak arkadaşlık kurmak istiyorum sıkıldım artık yalnızlıktan şikayet ediyorum diyen hanımefendiler 35 yasındayım 1.70 boyunda romantik komedi hepsi yazın tanısalım dul olabilir 05467282473 ara umarım görüşürüz

Arkadaş sevgili evr
Arkadaş sevgili evr

Gerçek yaşam içindeki sanallığımızdan kaçıp, sanal yaşamdaki gerçekliğe soyunmamış mıydık cebimizdeki yalnızlık ağırlaşınca.sormadık mı ,anlatmadık mı birbirimize güvenerek!En gülünmeyecek şeylere bile gülmedik mi çocuklar gibi bir masalın içinde kahkahalarla , haytaca, tüm günün ciddiliğini fırlatıp bir kenara!Sohbet için

 

+ Yepyeni Bir Evlilik ilan Sistemi!

 

Buz gibi bir ekranda sıcak bir merhabaydın sen, en gerçekten daha gerçektin.Rotasını, klavyeye dokunan parmaklarımızın çizdiği yolculukta ayni durakta karsılaştık biz .Sıcacık bir merhabaydın sen buz gibi bir ekranda .Yalnızdık ,yolu yok yalnızdık,bir şekilde yalnız.Gerçek yasam içindeki sanallığımızdan kaçıp,sanal yasamdaki gerçekliğe soyunmamış miydik cebimizdeki yalnızlık ağırlaşınca.Sonra çıplaklığımıza kelimelerimizi giyinmemiş miydik !Açıp tüm gizlerimizin onunu,istediğimizce özgür,dilediğimizce deli,yasayamadığımızca çocuk,inandığımızca kendimiz,nasıl aktık birbirimize zaman içinde, kol bulmuş nehirler gibi.Söylenememiş biriktirdiklerimizi, kırılmış umutlarımızı ,bedeli ödenmiş vakitlerimizin bıraktığı fermanı ,yitirdiklerimizi sormadık mi ,anlatmadık mi birbirimize güvenerek!En gülünmeyecek şeylere bile gülmedik mi çocuklar gibi bir masalın içinde kahkahalarla ,haytaca,tüm günün ciddiliğini fırlatıp bir kenara!Olabildiğimizce özgür ,kırabildiğimizce rahat,umursamazca katı,tüm öfkemizle,yığılan isyanlarımızın hırsını çıkarmadık mi birbirimizden,baksa bir hayattan toplayıp getirdiğimiz nefretlerimizle sessiz harflerde avaz avaz bağırmadık mi?Vurgulardaki samimiyete sığınıp ,bir dost göğsü hasretiyle kelimelerimize yaslanmadık mi, sarılmadık mi birbirimize sizlerde diyorsanız mutlaka üye olun

 

 

 

+ Www.Heyt.NET Eski Tutku ,Yeni Hastalık

 

Bence hayatı değerli kılan, paylaşmaktır. Evlilik örneğin ya da onu geçin, aşk. En büyük paylaşımdır. Hayatların paylaşımı. Aşk mıdır en değerli olan yoksa hayatların paylaşımımı, adına “aşk” dediğimiz için mi, bir açısından buna, bir bakmaya değer kanımca… Bir insan yaşarken, yaşamdan ötesini, “ölümü” de paylaşabilir mi satırları arasında. Konu Birevlilik’se yapabilirdi, biliyorum. Yapmış. Doyamadım tadına.”Birini güldürmek” ne kadar zordur bilir misiniz? Ben bilmiyorum, ne birini güldürmeyi ne de birini güldürmenin ne kadar zor olduğunu. Açıkçası ilgilenmiyorum da bu tür kavramlarla. Çünkü, şundan eminim; Birini güldürmek, bir söz vardır, “bence ya da in my humble opinion” babında, “benim kitabımda”, “haydi şimdi güleceğiz a hey hey” diye girişilen bir eylem değildir. “Birini güldürmek” yoktur. Olmamıştır hiçbir zaman. İnsan güler. Paylaşabiliyorsa kendini, çevresiyle, çevresi de güler. Bunu Birevlilik’in HeyT’de her gün nasıl yaptığını izleyebiliyor musunuz? Onunla gülmeyi ve onu paylaşabilmeyi seviyorum… Biri bana Birevlilik’in HeyT’ini niçin bu kadar çok sevdiğimi söylerse, milyonlarca nedenim var aslında ..

 

+ Rüyalar Sırlarınızı Ele Veriyor..

 

Hepimiz, her gece değişik dünyalarda uzun gezintilere çıkıyoruz. Elbette büyük bölümünü anımsamıyoruz ama yüzyıllardır bu rüyaların sırlarını çözmek için uğraş veriyoruz… Bilim adamları, psikologlar, psikiyatrlar, nörologlar rüyanın sırlarını çözmek için yüzlerce araştırma yaptılar, yapıyorlar da…

 

Rüyalar Sırlarınızı Ele Veriyor !

 

Rüyalar Sırlarınızı

Hepimiz, her gece değişik dünyalarda uzun gezintilere çıkıyoruz. Elbette büyük bölümünü anımsamıyoruz ama yüzyıllardır bu rüyaların sırlarını çözmek için uğraş veriyoruz… Bilim adamları, psikologlar, psikiyatrlar, nörologlar rüyanın sırlarını çözmek için yüzlerce araştırma yaptılar, yapıyorlar da…

 

 

Hayatımızın yaklaşık üçte biri uykuda geçiyor. 60 sene yaşayan biri 20 yıl uyuyor, bu sürenin de 5 yılı rüyada geçiyor. Rüyaları bilimsel olarak ilk değerlendiren psikiyatr Freud’un, “Bütün rüyalar, gizli kalmış uçsuz bucaksız arzuları simgeler. Ve her rüyanın ardında cinsel sebepler gizlidir” sözleri dikkat çekiyor…

 

Bilinçaltı ortaya çıkıyor!

Peki günümüz uzmanları rüyalara nasıl yaklaşıyor? Çapa Tıp Fakültesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan sorularımızı yanıtladı…

 

Rüya nedir?

Merkezi sinir sistemi ve biyolojik yapısı gelişmiş insanda yaşanan hem nörofizyolojik hem de psikolojik bir olgudur. Uykunun belli bir dönemindeki algısal yaşantı olarak da tanımlanabilir. Rüya bir sağlık işaretidir ve tüm insanlar mutlaka rüya görür.

 

Freud rüyaya nasıl yaklaşıyor?

İnsan kişiliğinin gelişiminde alt (yemek, içmek, sevişmek gibi içgüdüler) ve üstbenliğin (sosyal yaşam, toplumsal değerler, sorumluluklar) çatışması söz konusudur. İçgüdüler kendini ifade etmek isterken, üst benlik onları bastırır ya da dengelemeye çalışır. Freud’a göre bastırılan duygular bilinçaltına itilir. Bu duygular, üst benlik baskısının kalktığı uyku sırasında ortaya çıkar. Bu, rüyadır…

 

‘Rüya geleceği söylemez’

Rüya geleceğin habercisi olabilir mi?

Rüyalar, kişinin iç yaşantısı, duyguları, bilinçaltına ilişkin ipuçları verir. Ama o kişi ya da toplumun geleceğine ilişkin ipucu veremez. Bunu yapmaya çalışmak şarlatanlıktır.

 

Ruhsal rahatsızlıkların tespit ve tedavisinde kullanılabilir mi?

Rüyalar bastırılmış duygular hakkında hekim ve terapistlere ipuçları verir. Rüyalar özellikle geçmişteki örseleyici yaşantıların etken olduğu rahatsızlıklar, travma sonrası streste (deprem, yakınların kaybı, kaza, tecavüz) tanı ve tedavide yardımcı bir yöntem olarak kullanılabilir. Rüya, başlı başına tedavi edicidir.

 

Psikiyatr Carl Gustav Jung, rüyalara nasıl yaklaşıyor?

Jung’a göre, on binlerce senelik evrimimizden gelen, insana özel kolektif bilinçaltı var. Bu, rüyalara yansıyarak semboller oluşturmuş.

 

Atalarımızın yaşadıklarını hissedip rüyamızda mı görüyoruz?

Hiç yılan görmemiş biri rüyasında yılan görünce korkar. Jung bunun geçmişteki korkudan kaynaklandığını söylüyor. Yüz bin sene önceki insanın yaşadığı korku, zaaf, özlem ve içgüdüler varlığını sürdürüyor.

 

Bebeklerin rüya görmesi bu teoriye bağlanabilir mi?

Bizim bir sözel, bir de görsel dilimiz var. Bebek sözel dünyası gelişmediği halde rüya görür. İlk insanların gördüğü rüyalarla, bebeklerin rüyaları arasında benzerlik, bağlantı var.

 

Bugün Freud ve Jung’un sembollerine göre rüyaları açıklamak mümkün mü?

Her ikisi de teorilerinde, sosyoloji ve toplumsal faktörlere yeterince yer vermemiş. Bugün milyonlarca dış uyaran var. Televizyon da rüyaları etkileyebilir. Onun için açıklayamayız.

 

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eski Mesajlar
Yeni Mesajlar En Çok Oy
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm Mesajları Görüntüle
0
Mesaj Göndermek İstermisin ?x